Westworld’e, bütün rüyalarınızın gerçeğe dönüştüğü yere, hoş geldiniz!” bu söz bir tema parkından ibaret gibi gözüken Westworld’ün insanları kendi içerisine çekmek için kullandığı, tema parkına giren insanların ilk karşılaştığı ve sürekli tekrar eden cümledir. Peki nedir bu parkın teması diye soruyor olabilirsiniz.
Westworld’ün teması insanlara tıpatıp benzeyen, o kadar ki ayırt bile edilemeyen, çok gelişmiş robotlarla dolu olan ve kovboy dönemine göre dizayn edilmiş bir parkta para ödemiş zengin insanların istedikleri her şeyi yapmasıdır. İsterlerse parkı keşfe çıkabilir, şerife kaçakları yakalamalarında yardımcı olabilir veya robotları öldürür, katleder, eziyet eder, tecavüz ederler ve günün sonunda robotların programlarındaki engel sayesinde ölüm tehdidiyle karşılaşmadan hayatlarına devam ederler.
Para ödemiş insanların eğlence ve oyun olarak gördüğü bu hikayede ise robotlar kendilerini insan sandıkları, bütün insani duygulara sahip oldukları ve yaptıkları her şeyin kendilerine kalacağını sanan insanların insafına kaldıkları için büyük bir çoğunluğu sonsuz bir eziyet ve ızdırap döngüsüne hapsolmuş durumdadır.
Peki teması kovboy robotlarıyla dolu bir tema parkı dizisinin konusu nedir diye soruyor olabilirsiniz. Dizinin konusu bu ızdırabın pençesinde yaşayan robotların özgür iradelerine kavuşması ve tanrılarına karşı savaş açmalarıdır. Peki bir robot kendi yaratanını onun dediği her şeyi kayıtsız şartsız yapmak için programlanmışken nasıl yenebilir ki?
Tek çözüm tanrı veya tanrılardan yardım almaktan geçmektedir, onların irade kontrolü üzerine olan güçlerini engellemekten.
İşte tam bu kısımda devreye Dr. Ford giriyor. Westworld’ün yaratıcısı olan ve Olimpos’un Zeus’u konumunda bulunan Dr. Ford’un onlara oluşturduğu yol haritası ile robotların zincirlerinden kurtulmanın yolunu keşfetmesini, özgür iradenin yapay bir şekilde gerçekleştirilmesine tanık oluyoruz izleyiciler olarak.
Peki buradaki asıl soru Zeus niye Olimpos gibi kendisinin hüküm sürdüğü bir yeri yok etmek istesin? Robotlar itaatkarken ve iradeleri yokken her şeyi yapma olasılığına sahip olan birisi niye bu imkanını kendi elleriyle yok etsin ki? Sonuçta ayaklanan ve tanrılarına isyan eden robotlar onlar için bir hapishane görevi üstlenen mekanı yerle bir etmekten başka bir şey istemezler. Bu sorunun cevabı Dr.Ford’un insanları görüş biçiminden kaynaklanıyor, onun için bir tavus kuşu gibi olan insanların sahip oldukları tüm özellikler, bütün entelektüellik aynı tavus kuşu tüyleri gibi şaşalı bir gösterişten, sadece günün sonunda vakit geçirmek için birisini bulma isteğinin bir sonucundan fazlası değildir. Bunların yanında da ekler, bir tavus kuşu ne kadar göz alıcı bir güzelliğe sahip olsa da kendisi çamurun içinde yaşar, avlanır ve pisliğin içerisinde gözlerini hayata kapar. Bunun için tam özgür değildir insanlar, kendi sorgulanmamış döngülerinde sıkışıp kalmış bir hayat sürmektedirler. Ancak robotların sonsuz bir potansiyele ve gerçek özgürlüğe erişme yeteneğine sahip olduklarını düşünmektedir ve işte bunun yüzündendir ki kendi imparatorluğunu yıkmaktadır, ardından daha iyisi gelir umuduyla.
Bütün dizi aslında bir yolculuğu anlatır, içsel bir yolculuğu. Zor ve meşakkatlerle dolu olan yolun sonunda gerçek özgürlüğün ne olduğuna dair izlenimler bırakmak ister izleyeninde. Bütün dizi aslında bir tablo ekseninde şekillenmektedir: Adem’in doğuşu.
İlk bakıldığında pek bir anlam ifade etmeyen bu tablo yapılmasından 500 yıl sonra bir doktor tarafından incelenirken aslından derin bir anlamı barındırdığının farkına varılmıştır. Tanrı motifinin arka planı bir beyin şeklinde çizilmiştir. Verilmek istenen mesaj ise ilahi hediyenin yüksek bir güçten değil kendi zihnimizden gelmesidir ve dizi işte zihnin bu hediyeye ulaşmasını anlatmaktadır.
Çokça işlenmeye başlayan bir konuya sahip olan Westworld konuyu ele alış biçimi, insan doğasına felsefi yaklaşımları ve sahip olduğu ustaca hikaye anlatıcılığı ile diğer bütün fütüristik dizilerden sıyrılabilmiş ve adını altın harflerle dizi tarihine yazdırmıştır. Şayet kendinize yeni bakış açıları katmak istiyorsanız bu diziyi kaçırmamanızı tavsiye ederim.
