Boğaziçi’ne girerken yaptığımız gibi bu güzel okulumuzda okurken de dönem dönem çok fazla ders çalışmamız gerekebiliyor. Kimisi kendi odasına kapanıp tek başına ders çalışmayı severken kimisi de arkadaşlarıyla bir arada olmaktan konuşup tartışarak çalışmaktan keyif alıyor. Ben biraz daha tek başına olmayı seven taraftayım ancak size bu yazıyı sunabilmek için okul ve çevresinde ufak bir gezintiye çıktım ve gerçekten ben de oralarda kalabalık gruplarla çalışmaya çok özendim diyebilirim.
İlk olarak okulun kendi kampüslerinde bulunan çalışma alanlarından bahsetmeden olmaz diye düşündüm ve okulun en büyük kampüsleri olan kuzey ve güneyde birçok yer keşfettim. Kuzey Kampüs’ün hemen girişinde bulunan büyük kütüphanemizi keşfettim diyemem ama yine de onunla başlamak istiyorum. Hem sesli hem sessiz çalışma alanları bulunduran kütüphanenin keşfimde karşılaştığım kısmı ise Kuzey Kampüs’ün tam ortasındaki piramit yapı diyebilirim. Sessiz kütüphane dediğim kısım o şık piramidin altında bulunuyormuş ve ideal bir çalışma ortamı sunuyor özellikle benim gibi sessizlik aşığı olanlar için. Kütüphane gerçekten çok büyük, çalışma alanları da gayet yeterli ancak bildiğim kadarıyla ders çalışmayı bu kadar seven Boğaziçi öğrencileri arasında sınav dönemlerinde yer bulmak biraz zor olabiliyor. Çalışırken uyuyup kalanların, sabahlayanların yıkılışını dışardan gözlemlediğinizde bana hak vereceğinizi biliyorum. Ayrıca kuzey kampüsün içinde bulunan Kuzey Kafeterya ve birçok kafenin önünde biraz kalabalık ve ses içinde kalsanız da istediğiniz şekilde içeceğinizi alıp çalışabilirsiniz. Ayılmak için güzel kahve arayanlara ek bilgi geliyor: En güzel filtre kahveyi Donut’da bulabilirsiniz. 🙂
Güney Kampüs’te Boğaz manzaralı erkek yurdunun maalesef manzarayı görmeyen en alt katında bir çalışma alanı bulunuyor. Ayrıca Güney Lounge da çalışmak adına çok uygun, hem sessiz hem konforlu. Güney’de bir de orta kantin denilen bir yer var, birçok büyük masa ve bol bol kedi bulunuyor (okulun genel olarak her kısmı gibi). Ve geldik en sona sakladığım en güzeline: Güney Kampüs’teki sosyoloji-psikoloji binasının önündeki masalarda nostaljik Boğaziçi binalarının arasında ve en önemlisi açık havada ormanı andıran ağaç manzarası altında çalışma imkanı bulabiliyorsunuz. Gördüğüm kadarıyla bulunduğumuz dönemden dolayı masa sayısında azaltılmaya gidilmiş ama hevesle beklediğimiz eski yaşantımıza döndüğümüzde elbet eski havasına kavuşur. Zaten oradaki masalar özellikle ders çalışmak için konulmadı diye düşünüyorum, masa bulmak birazcık şanslı gününüzde olmaya bakıyor. Yalnızca ders çalışmak için de değil genel olarak çok sessiz sakin ve huzurlu bir yer olduğu için sık sık uğramanızı ve o sakinliğe ulaşmanızı tavsiye ederim.
Yazımızın her yerde bulamayacağınız yol gösterici kısmında Güney Kampüs’e inmeye üşendiğinizde veya kütüphanede yer bulamadığınızda gidebileceğiniz okul çevresindeki mekanlardan bahsedeceğim. Öncelikle kendi favorime yer vermek istiyorum: Etiler Starbucks. Üst kattaki masaları ve ortamı çalışmaya çok daha uygun diyebilirim. Gelip çalışmak isteyenleri düşünerek üst katı ikiye ayırmışlar, sessiz ortam isteyenler için camla ayrılmış bölmede ders çalışmak çok keyifli olacaktır. Ayrıca Cosmopolitan’ın seçtiğine göre dünyanın en güzel manzaralı Starbucks’ı olarak seçilen Bebek Starbucks da ders çalışmak ve biraz dinlenip sohbet etmek için çok güzel bir konum olabilir. Boğaz manzarasının güzelliğine hayran kalırken betona vuran dalga seslerinin arasında keyifle işlerinizi halledebilirsiniz. Yine Etiler’de bulunan EspressoLab de konforlu bir ders çalışma ortamı sağlıyor. O da Starbucks gibi iki katlı ve üst katı kalabalık bile olsa yer bulabileceğiniz şekilde yeterli sayıda masayla döşenmiş. Okulda çalışmak istemediğinizde bir değişiklik aradığınızda güzel bir çözüm olabilir.
Bir paragrafı da gözde Cami Sokağımızın nadir bulunur ders çalışma ortamlarına ayırmak istedim. İlk sırayı kesinlikle Mondaze’e verebiliriz. Uygun fiyatlı kahvelerinin keyfini çıkartırken sohbet edip kutu oyunları oynayabileceğiniz gibi ders çalışmak için ayrılmış kısmındaki büyük masada da sınavlar için saatlerinizi harcayabilirsiniz. Alternatif olarak Daktilo Cafe’yi de sayabiliriz. Alt kata inilen tatlı bir girişi var, içeride de hem güzel yemek yiyebileceğiniz hem de bilgisayarınızı veya kitaplarınızı açıp rahat rahat çalışabileceğiniz bir ortam bulunuyor. Dış balkonunda yer bulmakta genelde zorlandığım bir diğer Cami sokak mekanı da Castlebrews. Genel olarak sevilen bir yer olduğu için biraz kalabalığı olabilir ama keyifle dersinizi çalışabilirsiniz. Zaten çok fazla göz önünde bir mekan olduğu için sık sık gideceğinizi düşünüyorum.
Gelip gördüğünüzde siz de daha iyi anlayacaksınız aslında okulun çevresinde çok fazla gidip keyifle zaman geçirilebilecek kafe var ve rastgele birine geçip otursanız bile sıkılmayacağınıza inanıyorum. Biz yalnızca ev veya yurdun dışında ders çalışmak isteyenlere ufak bir rehberlik yapabilmek istedik. Açıkçası kendi yazım diye övmüyorum ama ben de sene başında böyle bir yazıyı okuyabilmek isterdim çünkü kendim keşfederken biraz zaman aldı. Ama ben de daha bu okulda yeni sayılırım bu yüzden kendi adıma da hoş bir araştırma olmuş oldu. Umarım istediğimiz şekilde faydalı bir yazı olmuştur. BOUN’da görüşmek dileğiyle…
Simay Kartal