Italya’nın efsanevi kulüplerinden Napoli 32 yıldır Scudetto’ya hasret kalmış durumda. Futbol tarihinin en önemli isimlerinden Diego Armando Maradona önderliğinde 1987 ve 1990’da iki kez kazandıktan sonra zaman zaman şampiyonluğa yaklaşsalar da kupayı kaldıramayı başaramadılar. Keyif veren futboluyla futbolseverlerin gönlünü kazanan Napoli sezona çok hızlı bir giriş yaptı. Bu yazımızda Napoli’nin yeni eklemelerle oluşan kadro yapısından, sezona girişinden ve bu yılki şampiyonluk ihtimalinden bahsedeceğiz.
Öncelikle Napoli bu yaz takımın demirbaşlarını kaybetti desek yanlış olmaz. Savunmanın generali Koulibaly’i Chelsea’ye kaptırırken takım kaptanı Lorenzo Insigne, as kaleci David Ospina ve kulüp tarihinin en golcü oyuncusu Dries Mertens’le sözleşme yenilemediler. Yazın sonuna doğru orta sahadaki en önemli oyuncularından Fabian Ruiz’i de görece düşük bir bonservis bedeliyle PSG’ye gönderdiler. Lakin Fabian hariç bu isimlerin hepsinin 30 yaşını aşmış olduğunu belirtmekte fayda var. Takıma daha genç isimler katmayı hedefleyen Napoli, Gürcü yetenek Khvicha Kvaratskhelia’yı kadrosuna kattı. Ardından Koulibaly’nin yerini ülkemizden de tanıdığımız Kim Min Jae ile doldururken geçen yılın İtalyan futbolunda öne çıkan isimleri Giovanni Simeone ve Giacomo Raspadori’ye ek olarak 2019 yazında Tottenham’ın rekor bonservisle kadrosuna kattığı Tanguy Ndombele’yi kiraladılar.
Sezona iki bol gollü galibiyetle giren Napoli, ardından gelen Fiorentina ve Lecce karşısındaki performanslarıyla hayal kırıklığı yarattı. Sonraki iki zor deplasmanda Lazio’yu ve son Serie A şampiyonu Milan’ı kendi seyircisinin önünde mağlup etmeyi başardılar. Bunlara ek olarak Şampiyonlar Ligi’nde geçen yılın finalisti Liverpool’a karşı 4 gol atıp daha fazlasını vaat ederek kazanması, ve Ajax deplasmanındaki 6 gollü galibiyet Napoli’nin görkemli sezon başlangıcının ufak bir özeti niteliğinde. Kvaratskhelia adından çokça söz ettirse de takımdaki her oyuncu teknik direktörleri Luciano Spalletti’yi memnun edecek performanslar sergiliyor. Hücum hattında hocanın en güvenilir silahı Osimhen’in sakatlığı Napoli taraftarlarını endişelendirse de Raspadori ve Simeone skor katkılarıyla taraftarların yüreklerine su serpmeyi başardılar. Zambo Anguissa ve Zielinski’nin rakip orta saha oyuncularına göre oyuna ve skora verdiği yüksek katkı, takımın zayıf karnı olarak sol kenarında Mario Rui ve Mathias Olivera’nın beklenenin üzerinde gösterdikleri performans ve Kim Min Jae’nin takımın 10 yıllık oyuncusu gibi hiç uyum sorunu yaşamadan savunma liderliğini çok güçlü biçimde devralması Napoli’nin bu göze hoş gelen, ahenkli futbolunun sebeplerinden sadece birkaçı.
32 yıldır Scudetto’nun hayalini kuran Napoli’nin bu hedef yolunda her zamanki gibi çok ciddi rakipleri var. Kadro kalitesi olarak ligin en iyi ekibi olduklarını söylemek güç. Özellikle sağ kanatta nitelik açısından problem yaşaması muhtemel. Sezonun bu bölümüne kadarki performansları doğrultusunda Spalletti, prensi Politano ve Lozano dışındaki opsiyonlarını değerlendirmek isteyebilir. Inter kadro genişliği diğer rakiplerinin önünde olsa bile onlar da Juventus gibi teknik direktörlerinden ve sakatlıklardan muzdarip durumda. İlk 9 hafta itibariyle lider olan Napoli’nin şampiyonluk yarışındaki en ciddi rakibi geçtiğimiz haftalarda mağlup ettikleri Milan desek yanlış olmaz. Stefano Pioli’nin öğrencileri birlikte oynamaya geçen yıldan alışık durumda ve teknik direktörlerinin beklentilerine oldukça aşinalar. Geçen yıl kulübelerinin zayıf olmasını da göz önünde bulundurarak bu yılki takviyelerle daha güçlü bir oyuncu grubuyla lige giriş yaptılar. Futbolda içinde olduğumuz sezon sürprizlere açık. Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası bu yıl sezonun içinde olduğu için futbolcuları yoğun bir futbol takvimi bekliyor. Napoli sezon sonunda şampiyonluğa uzanabilir mi bilinmez ama şu ana kadar oyun olarak çoğu futbolseverin beğenisini kazanmış durumda. En son 1990’da Diego Armando Maradona’nın getirdiği Serie A kupasını bu sezonun sonunda bu kez onun ismini taşıyan stadyumda “Kvaradona”nın ellerinde görmek Napoli şehrinin hayali.
