Suç ve Ceza: Rusya – Ukrayna Gerilimine Tarihsel Bir Bakış

RUSYA-UKRAYNA İLİŞKİLERİ:

 

Ukrayna Tarihi:

Toprakları tarihin ilk dönemlerinden beri çeşitli kavimlerin uğrak yeri olan günümüz Ukrayna bölgesi, 7. Yüzyılın sonlarında Türk kökenli Hazarlar’ın eline geçmiştir. Bölgede yaklaşık iki yüz yıl kadar süren Hazar hakimiyeti, Vikinglerin işgaliyle Kiev Knezliği’nin bir parçası haline gelir. Bahsedilen Kiev Knezliği ise Ruslar ve Ukraynalıların ortak kökeni olarak kabul edilip, bölge milliyetçilerinin bazıları tarafından hala benimsenmektedir.

Hrıstiyanlığı kabul eden devlet, zamanla zayıflamaya başlayarak Moğol işgaline uğramıştır. (14. Yüzyıl) Bu yüzyılda Ukrayna topraklarının Lehistan Krallığı ve Litvanya Grandüklüğü’nün eline geçtiği biliniyor. Ukrayna halkı zaman içinde örgütlenerek iç ayaklanmalarıyla Lehistan Devleti’nin dış işlerini de sekteye uğratıp Lehistan’ı Osmanlı Devleti ile karşı karşıya bırakır. Kendilerine Kazaklar adını veren bu örgütlenme, Boğazlardan içeri girerek çeşitli semtleri işgal etmesi sonucu Lehistan-Osmanlı savaşına da neden olmuştur. (1633-1634)

1650’li yıllarda ise Kazaklar, Lehistan’a karşı büyük bir ayaklanma çıkarır ve kazandıkları özerklik de ayaklanmanın başarılı olduğunu gösterir niteliktedir. Böylece tarihteki ilk Ukrayna Devleti, Kazak Hetmanlığı altında (Hetman, Orta ve Doğu Avrupa’dan gelen, tarihsel olarak askeri komutanlara verilen siyasi bir unvandır) kurulmuş oluyor.

 

Rusya Tarihi:

Doğu Slavlar’ın tarihi ile başlayan Rusya tarihi, 862 yılında Vikingler tarafından kurulan Rus devletine kadar dayanmaktadır. Slavlar, Finlerin ve İskandinavyalıların yardımıyla Kiev’i ele geçirerek Ukrayna’dan bahsederken de adını andığımız Kiev Knezliğini kurarlar. Moğol istilaları ile bölünen Kiev Rusları nüfusunun büyük çoğunluğunu kaybetse de 13. yüzyıldan sonra Moskova kuzeydoğu ve kuzeybatı Rus Prensliklerini birleştirerek önemli bir politika ve kültür merkezi haline gelir. (Moskova Knezliği) 15. Yüzyılın sonunda Moğol boyunduruğunu yıkan Moskova Knezliği’nin adı 1547 yılında Çarlık Rusya olmuştur. Topraklarını devamlı büyüten Çarlık Rusya Napolyon’a karşı alınan zaferle beraber 18. yüzyılda Avrupa’yı domine eder.

 

Daha sonra en parlak dönemini yaşayan her devlet gibi dağılma dönemlerine giriş kaçınılmaz olmuştur. Bazı başarısız reform girişimleri sonucu iç ayaklanmaların ve devrimci baskılarının artmasıyla beraber Bolşevik İhtilali’nin önü açılır.

 

Ortak Tarih:

Ukrayna’nın Rus Himayesine Girmesi ve Lehistan-Osmanlı İlişkileri:

1654 yılında Kazak Hetmanlığı, Çarlık Rusya hakimiyetini kabul ederek, Rusya-Lehistan savaşına neden olur ve Rusya’nın galip geldiği savaştan sonra yapılan antlaşmalar sonucu kendini ikiye bölünmüş halde bulur.  Lehistan himayesi altındaki Kazaklar, Osmanlı Devleti ile antlaşma imzalayarak Osmanlı himayesini kabul etmiş ve Osmanlı-Lehistan savaşına neden olmuştur. Karlofça Antlaşmasına kadar belirli bölgeleri himayesi altında tutan Osmanlı, Kutsal İttifak savaşlarıyla mücadele ederken Podolya gibi bölgeleri Lehistan’a bırakmak zorunda kalır. 1793 yılında ise Lehistan’ın dağılmasıyla beraber Ukrayna toprakları Rus hakimiyeti altına girer. 1917 yılındaki “Ekim Devrimi” ne kadar da bu hakimiyet devam etmiştir.

 

Dünya Savaşı Holomodor ve Ekim Devrimi:   

1. Dünya Savaşı sırasında Ukrayna, Çarlık Rusya ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları arasındaki mücadelelere sahne olur. Savaş Sonucunda iki imparatorluğun da yıkılmasıyla Ukrayna kendi yolunu çizecek pozisyona gelir. 1919 yılında Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur.

Bu sırada ise Rusya topraklarında yaşanan Bolşevik İhtilali, Çarlık Rusya’yı yıkmaya yetmiyormuşçasına beraberinde Ekim Devrimi’ni getirir ve Sovyet Rusya’nın kurulmasına yol açar. Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ise 1922 yılında Sovyet Rusya’ya katılır.

1932 ve 1933 yılları arasında ise devlet daha sonra “Holomodor (Açlıkla Öldürmek)” ismiyle anılacak büyük bir kıtlık yaşar. Tam olarak bilinmese de yaklaşık 8 milyon insanın hayatını kaybettiği düşünülmektedir ve Ukrayna’nın nüfusunun ¼’ini kaybettiği söylenir.

Sovyet yönetiminin uyguladığı ekonomik ve sosyal politikaları kabul etmeyen Ukrayna halkı, zorlamalar karşısında üretimden vazgeçme yoluna gitmiş, devletin sorunu hafifletecek önlemler almasından kaçınması ve bazı çözüm yollarına gitmemesi ise böyle büyük bir kıtlıkla sonuçlanmıştır.

 

2. Dünya Savaşı:

Bugünkü Rusya – Ukrayna gerilimine sebep olan olaylardan biri, 2. Dünya Savaşı’nda, 1941 yılında Nazi Ordusu’nun Ukrayna’yı işgaliyle gerçekleşmiştir. İsrail kaynaklarına göre, bahsi geçen yılda Sovyet yönetimi altında olan Ukrayna’nın ulusalcı bürokratları, işgalci Nazileri ülkelerine memnuniyetle almış, onları Sovyet yönetiminden kurtulmanın bir yolu olarak görmüştür. Bu, Sovyet Ordusu’nun Kiev’e girip Nazilerle çatışmasındaki ana sebeplerden biridir.

 

Turuncu Devrim:

Ukrayna’daki 21 Kasım 2004 Cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde, Kasım 2004’ten Ocak 2005’e kadar yaşanan politik olaylar zincirine verilen addır. Turuncu sıfatını almasındaki sebep, başkan adaylarından olan ve seçimlere hile karıştığını iddia eden Viktor Yuşçenko’nun seçim kampanyası dönemince bu rengi kullanmasıdır.

Seçim sonuçlarında usulsüzlük olduğuna inanan Yuşçenko, Donetsk ve Luhansk bölgelerinde seçime hile karıştırıldığını belirterek taraftarlarından Kiev’de gösteri düzenlemesini istemiştir. Gösterilerin büyümesi üzerine seçim tekrarlanmış ve Yuşçenko oyların %51.99’unu alarak başkan seçilmiştir. Seçimden sonraki 6 ay içerisinde yolsuzluk ve rüşvet skandallarıyla gündeme gelen ve kabineyi feshetmek zorunda kalan Yuşçenko yönetiminin Ruslar tarafından desteklendiğine dair iddialar bulunmaktadır. Seçimi kaybeden aday Yanukoviç’e göre Ruslar, bağımsız bir Ukrayna istememiş ve ülkenin başına ‘’kolay yönlendirebileceği’’ Yuşçenko’yu getirmiştir.

 

Günümüz:

Çatışmalar temelde Ukrayna’nın geleceği ile ilgili. Ukrayna, Rusya’nın Avrupa ve dünyadaki etkisini yeniden ortaya koyması ve Putin’in mirasını sağlamlaştırması için büyük bir basamak. Bunlar Putin için küçük şeyler değil ve başkan, bunları başarmanın tek yolunun Ukrayna’ya yeni bir saldırı başlatmak olduğuna karar vermiş gibi görünüyor – en saldırgan haliyle on binlerce sivilin ölümüne, bir Avrupa mülteci krizine yol açabilecek bir eylem.

İşin bu boyutlara gelmesi bir anda gerçekleşmedi tabii. Son beş yıllık periyotta gerginliği tırmandıran ciddi gelişmeler yaşandı. Bu gelişmeler arasında, TV’de bir cumhurbaşkanı rolünü canlandıran ve ardından gerçek cumhurbaşkanı olan bir komedyen, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’nin 2019 seçimleri var. Zelenskiy, kampanyası sırasında Doğu Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek için barış görüşmelerini “yeniden başlatacağına” söz verdi, buna çatışmayı çözmek için doğrudan Putin ile müzakere etmek de dahil. Rusya da muhtemelen bundan bir şeyler çıkarabileceğini düşündü: Siyasi bir acemi olan Zelensky’yi Rusya’nın bakış açısına daha açık biri olarak gördü.

Ukrayna’da kamuoyu da AB ve NATO gibi Batılı kuruluşlara yakınlaşmayı destekleme eğiliminde. Bu, Rusya’nın Ukrayna’yı tekrar saflara katmak için tüm siyasi ve diplomatik araçlarını tüketmiş gibi hissetmesine neden olmuş olabilir. Alman Dış İlişkiler Konseyi’nden Sarah Pagung, “Moskova güvenlik seçkinleri şimdi harekete geçmeleri gerektiğini düşünüyor çünkü yapmazlarsa NATO ve Ukrayna arasındaki askeri işbirliği daha yoğun ve daha karmaşık hale gelecek” ifadesiyle olayı bir nevi özetlemişti.

Bütün bunların toplamında, ortada bir insanlık suçu ve çağımıza yakışmayacak düzeyde ilkel bir anlaşmazlık olduğu görülüyor. Temennimiz en kısa sürede diplomasi zeminine geçilmesi ve sorunların müzakere yoluyla halledilmeye çalışılmasıdır.

Yazı oluşturuldu 1

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön