Geçtiğimiz 9 Ocak günü jenerasyonumuzun simge futbolcularından Gareth Bale futbol kariyerini noktaladığını açıkladı. Galler Milli Takımı, Real Madrid ve Tottenham’la hafızalarımızda derin izler bırakan efsane futbolcunun kariyerinin son dönemi ağızda buruk bir tat bırakmış olsa da içlerinde 5 UEFA Şampiyonlar Ligi, 3 La Liga Şampiyonluğu gibi önemli başarılara imza attığı yadsınamaz bir gerçek. Bu yazımızda birçok futbolseverin hayranlıkla izlediği Galli yıldızın kariyerine beraber bir göz atacağız.
Gareth Bale denince insanların aklına ilk gelen şeylerden birisi futbol kariyerine sol bek pozisyonunda başlaması olmuştur. Southampton’da futbola herkesin bildiği gibi sol bek olarak başladı. 2005/06 sezonunda ilk maçına çıktıktan sonra 2006/07 sezonunda Championship’te gösterdiği performansla Premier League takımlarının ilgisini çekti ve ertesi sezon 14.7 Milyon Euro karşılığında sükse yapacağı Tottenham’a transfer oldu.
Tottenham için Galli yıldızın kariyerinin ilk dönüm noktasıydı diyebiliriz. İlk iki yılında fazla forma şansı bulamasa da kariyerinin ilk kupasını (Lig Kupası) 2008’de Tottenham’la kaldırdı. 2009/10 sezonunda asıl sol bek Benoît Assou-Ekotto’nun sakatlığı sonucu teknik direktör Harry Redknapp ona güvenip şans verdi. O süreci oldukça iyi değerlendiren Bale’ı Assou-Ekotto’nun ilerisine iten antrenör adeta ileride Bale’ın kariyerini değiştirdi. O dakikadan sonra birçok farklı mevkide görev yapan Gareth Bale, Tottenham taraftarının sevgilisi olmuştu.
Kendisinin Tottenham kariyerinden bahsetmişken elbette 2010/11 sezonunda son Şampiyonlar Ligi şampiyonu Inter’e karşı sergilediği unutulmaz performansa değinmezsek olmaz. Inter gibi harika bir savunma takımına 10 kişiyken 21 yaşında hat-trick yaptıktan sonra futbol kamuoyunun ilgisi ve dikkati bu genç Gallinin üzerinden hiçbir zaman eksik olmadı. Ardından gelen iki sezonda kariyeri için önemli ve başarılı iki sezona imza attı. Oldukça başarılı geçen 6 yıldan sonra Gareth Bale artık bir dünya yıldızı olmuştu. 3 sene önce Inter’e karşı gösterdiği potansiyelin altını da o ana kadar doldurmayı başarmıştı.
2013 yazı Dünya futbol piyasası için önemli bir dönemdi. Aynı şeyi Gareth Bale için de söyleyebiliriz. O yaz Dünya futbolunun en büyük kulüplerinden Real Madrid dönemin bonservis rekoru 101 Milyon Euro vererek kendisini renklerine bağladı. Bu cümle Gareth Bale’ın neler vaat ettiğini ve o dönem nasıl bir futbolcu olduğunu yeteri kadar anlatıyor. Avrupa transfer piyasası günümüzdeki kadar uçuk değildi ve kendisi 100 milyon üzeri bonservis bedeliyle transfer edilen ilk futbolcu olmuştu. Real Madrid kariyeri sakatlıklarla biraz sancılı başlasa da ilk sezonunda Real Madrid’e 12 yıl aradan sonra Şampiyonlar Ligi’ni kazandıran kadronun temel parçalarından birisi olmayı başardı. Finalde Atletico Madrid karşısında takımını öne geçiren golünü Türkiye’de birçok futbolsever Ercan Taner’in unutulmaz “100 Milyon Euro golü attı” repliğiyle de hatırlayacaktır.
Ertesi sene Real Madrid için dominant bir Barselona gölgesinde geçse de 2016’da Şampiyonlar Ligi’ni yeniden Atletico karşısında kazanmayı bildiler. 2016’nın Bale açısından bir başka önemli yanı Avrupa Şampiyonası’ydı. Daha önce Galler hiç Avrupa Şampiyonası’na katılma başarısı gösterememişti. Gareth Bale önderliğinde Galler ilk kez katıldığı turnuvada yarı final görerek tarihlerinde eşi benzeri bulunmayan bir başarıya imza attı.
Real Madrid’le beraber Şampiyonlar Ligi’nin yanında ilk La Liga şampiyonluğunu sonraki sezon kazandı. 2018’de de Şampiyonlar Ligi’ni kazanırken finalde attığı 2 golle maça damga vurdu. Real Madrid’le 4 kere Avrupa’nın zirvesine çıkmayı başardıktan sonra sakatlıklarla birçok kez boğuşmak zorunda kaldı. Bu sakatlıklardan mıdır bilinmez içindeki futbol aşkı her geçen gün biraz daha azaldı.
Gareth Bale ile ilgili en çok bilinen şeylerden birisi de golfü ne kadar çok sevdiğidir. Hatta Madrid’deki evinin bahçesinde dünyaca ünlü gol sahalarının deliklerinin bazı kopyaları bulunuyormuş. Real Madrid taraftarı oldukça talepkar olması ve Bale’ın artık onları karşılayamamasından dolayı onlarla arası da oldukça açıldı. Euro 2020 elemelerinde başarılı sonucun ardından açılan “Wales Golf Madrid. In that order” bayrağıyla poz vermesi de Bale ve Madrid taraftarı arasındaki ilişkide bardağı taşıran son damla oldu.
2020/21 sezonunda kadroda düşünülmeyen Bale, Tottenham’dan gelen teklifi kabul ederek bir yıllığına yuvasına döndü. Önceki iki yılına görece iyi geçen Tottenham macerasından sonra Galler’le ertelenen 2020 Avrupa Şampiyonası’na katıldı. Gruptan çıkmayı başarsalar da Danimarka karşısında ağır bir mağlubiyet aldılar. Sonraki sezonu neredeyse oynamayarak Real Madrid’de geçirdi. Kulüp Şampiyonlar Ligi’ni kazanırken sadece 7 dakika süre aldı.
Real Madrid’le işler yolunda gitmese de Galler Milli Takımı’nda işler farklıydı. Ryan Giggs, Ian Rush gibi geçmiş yıllarda önemli futbolculara sahip Galler Milli Takımı’nı 64 yıl sonra Dünya Kupası’na götüren takıma liderlik etti. Play-off maçlarında ilk önce Avusturya, sonra Ukrayna’ya sergilediği muhteşem performanslar da onun ne kadar büyük bir futbolcu olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Görkemli başlayan Real Madrid kariyeri gözden düşmüş bir şekilde noktalandı. Son birkaç yılında taraftarın oldukça tepkisini çekmiş olsa da onlara çokça güzel anı bıraktı. Futbola olan sevgisi iyice azalan Bale için yapılacak tek bir şey kalmıştı: Dünya Kupası’nda oynamak. Real Madrid’le kontratı bittikten sonra Amerika’nın yolunu tutan Bale, Los Angeles FC ile sözleşme imzaladı. Orada geçirdiği 6 aya bir lig şampiyonluğu sığdırmasını bildi. Galler Milli Takımı ile Dünya Kupası yolculuğu pek istediği gibi geçmese de katılmış olmak bile Galler için yeterince önemli bir başarıydı.
Gareth Bale, futbola erken başladığı gibi erken sayılabilecek bir yaşta kariyerini noktalama kararı aldı. Futbolu eskisi kadar sevmediği aşikardı ve kazanabileceği birçok şeyi kazanmıştı. Zaman zaman tercihleri çok sorgulanmış ve istenmeyen adam haline gelmiş olsa da onun ne kadar muhteşem bir futbolcu olduğunu umarım bu yazıyla anlatabilmişimdir. Geçtiğimiz günlerde golf kariyerine ilk adımı attı. Kendisi umarız futbolda olduğu gibi fantastik bir golf kariyerine sahip olur.