Evet, 2010 “Son Hava Bükücü” filmi fiyaskosu sonrası, bir kere daha live-action Avatar adaptasyonu için Nickelodeon bütün tuşlara bastı. Ancak bu sefer Netflix ile birlikte yürütülen bu proje, Netflix’te bir evren olarak 3-4 sene sürecek bir maceranın ilk adımı olarak atıldı. Peki bu oluşturulmak istenen 4 yıllık evrenin başlangıç adımı, projelerin devamını getirmeye yetti mi?
İlk olarak, 2010 adaptasyonuyla karşılaştırılması gerekirse bu dizi filmin eksik yaptığı her şeyi düzeltmiş durumda. Görsel olarak neredeyse mükemmel ve hikaye olarak da 1 sezonu 2 saate sıkıştırmaması gerektiğini bilen bir dizi. Ama tabi ki bu diziyi bir önceki versiyonuna göre değil, orijinaline kıyaslayarak yorumlamak gerekiyor.
Dediğim gibi, Netflix ile iş birliğiyle yapılan bu proje görsel olarak bütün Avatar hayranlarını mutlu edecek bir proje olmuş. Dizi boyunca gerek karakterler, gerek de lokasyonlar animasyondan çıkmış kadar güzel ve orijinaline yakın yansıtılmış. Ve tabi ki de Netflix bu görsel şölende bir adım daha ileri giderek animasyonun bazı ikonik sahnelerini de birebir ekranlara getirerek animasyonu izleyenlerin aklına kazınmış olan hatıraları canlandırıyor.
Görsel olarak doğru yapılanları övdükten sonra, sıra geliştirilebilecek yönlerde. Dizideki oyuncularla başlamak gerekirse, maalesef önemli kadronun çoğunluğu ya ilk defa profesyonel oyunculuk yapıyor olduğundan ya da yaşlarının gençliğinden dolayı aktarılması gereken duyguları yeterince seyircilere geçiremiyorlar. Bununla birlikte, özellikle Aang’in kişiliğindeki sevecen ve heyecanlı çocuk elementi de senaryodan çıkarılınca, diziyi izleyenlerin aklında kocaman bir soru işareti kalabiliyor.
Dizinin senaryosuna gelelim şimdi. Karakterler açısından baktığımızda maalesef ki Sokka ve General Iroh karakterleri dışında kişilik ve hikayesel olarak karakterlerin birçok yönden değiştirildiğini görüyoruz. Aang çocuksu kişiliğinden ayrılmış, Zuko’nun sert kişiliğinin 10’da 1’i zorla seyirciye geçirilmeye çalışılmış, Aang’in eski arkadaşı Bumi’nin şakacı ve bilge tarafı da Aang’e karşı gereksiz bir sinir ile yer değiştirmiş… Bu ve bunlar gibi pek çok noktadan dizi sevenlerine Avatar’ı seyrettiriyormuş gibi olsa da mucizevi bir şekilde aynı anda “Ben Avatar’ı mı izliyorum?” diye de sorgulattırıyor.
Senaryoda kurgusal açıdan da maalesef 20 bölümlük kocaman bir animasyon sezonunun 8 bölümlük bir Netflix dizisine dönüştürülmeye çalışılması sebebiyle eksiği çok fazla. Animasyonda üstünde durulan bir çok anahtar olay diziden çıkarılmış, benim favori bölümlerimden biri olan “Gizli Tünel”de de Aang ve Katara’nın ilişkisinin başlangıç noktalarından olan olaya değinilmemiş bile. 4 bölümlük animasyon konusunun tek bir bölümde çorba edilmesi ve hiçbirinin asıl öneminin gerektiğinin çeyreği kadar bile yansıtılmaması beni en çok hayal kırıklığına uğratan şeylerden oldu. Bundan yıllar önce seyircileri ekran başına kilitleyen, onlara bu diziyi sevdiren olay örgülerinin çoğunluğunun tek bir sezona sıkıştırmak ve artık Marvel’dan sıkıldığımız “gelecek planları” sebebiyle çıkarılması bence diziyi olabileceğinden çok daha kötü bir pozisyona sokmuş.
Peki dizi kendi başına nasıldı? Eğer Avatar evrenine hakim değilseniz ve ilk defa bu dizi ile bu evrenle tanışıyorsanız, dizi kesinlikle önerilecek bir dizi. Orjinalinden bağımsız bakıldığında kendi başına 1 sezonluk bir dizi olmayı çok iyi becermiş, başlattığı bütün hikayeleri 1 sezon içerisinde bitirmiş bir dizi. Ayrıca sonraki sezonlar için de yine ipuçlarını verdiği bazı noktaları güzel bir şekilde kesmiş ve ilk defa izleyecekleri 2. sezon için merakla bekletecek bir son yapmış.
“Avatar: Son Hava Bükücü” netflix evreni; başlangıç olarak olabileceği seviyede değil belki ama kesinlikle gelecek için ümit barındıran bir yapım olmuş. Eski hayranlardan gelen geri bildirimler göz ardı edilmezse en son noktada hayranlarını tatmin edecek bir proje olacak. Netflix, bu evreni genişletme ve anlatılmayan hikayelerin derinine inme kararında devam ederse de hem mutlu eden hem de “Umarım hevesimizi kursağımızda bırakmazlar” diyerek korkuyla devamını bekleyeceğimiz bir dönem bizleri bekliyor.