Daha önce hiçbir koku sizi olduğunuzdan farklı bir yere götürmüş gibi hissettiniz mi? Rastgele bir anda aldığınız bir kokuyla geçmişinizden bir anıya gidip tıpkı o an hissettiğiniz duyguları hissettiğiniz oldu mu? Eminim ki hepiniz neyden bahsettiğimi anladınız ve hatta benzeri durumları yaşadığınız anları hatırladınız. Kırtasiyedeyken bir kokulu silgi koklayıp ilkokul günlerinize döndüğünüz, naftalin kokusu alınca babaannenizin yatağında uyuyakaldığınız günleri hatırladığınız ve buram buram kahve kokan bir kafeye girdiğinizde içten içe güzel hislerle dolduğunuz olmuştur. Hiç merak ettiniz mi böyle hissetmenize neden olan nedir, koku nasıl böyle güçlü bir etkiye sahip?
Hepimizin bildiği üzere bu durumlara sebep olan şey koku duyumuzun hafızamız ve belleğimizle özel bağıdır. Bu bağ “koku hafızası” denen olağanüstü olguyu ortaya çıkarır. O zaman gelin biraz bunu inceleyelim. Nedir bu koku hafızası, koku hangi özellikleriyle öbür duyulardan farklıdır, bizim hayatımızı nasıl etkiler ve bunu hayatımızı kolaylaştıracak şekilde kullanabilir miyiz?
Yukarıda saydığım ve sayamadığım birçok duyguyu ve durumu neden kokuda değil de görmede, duymada, hissetmede ya da tatmada yaşamıyoruz hiç düşündünüz mü? Kokuyu öbür duyularımızdan farklı kılan birçok faktör vardır, bunları anlamak için beynin yapısına biraz göz atmamız gerekiyor.
Beş duyumuz arasında kokunun öbürlerinden farklı bir rolü ve yapısı vardır. Koku dışındaki tüm duyular beynin thalamus denen yapısından geçerek ilgili bölgelere iletilir. Thalamus, duyuları filtrelemeye yarayan bir aktarım bölgesidir. Bu bölge, duyu organlarımızdan gelen verilerin hangilerinin beyne gidip hangilerinin gitmeyeceğini ayrıştırmaya yarar. Diğer dört duyumuzun aksine koku thalamustan geçmeden direkt beyne iletilir. Bunun sebebi beynin en basit versiyonunun tamamen kokularla ilgili olmasıdır. Bu versiyon yalnızca koku duyusunu değerlendiren, “koku lobu” denen bir parçadan oluşur yani beynin orijinali tamamen kokuyla ilgilidir.
Koku duyusunun duygularımızı bu kadar etkilemesinin sebebini de kısaca açıklayalım: Koku duyusu direkt olarak beynin duygularımızı yöneten kısmına bağlıdır. Aynı zamanda hafızamızı ve hormon sistemimizi yöneten bölgelerle de doğrudan bağlı olması “koku hafızası” denen olguyu ortaya çıkarır.
Kokuya bağlı hatıralar genellikle daha güçlü ve nettir. Gördüğümüz ya da duyduğumuz şeyleri her zaman çok net hatırlayamasak da koku hafızamız ilgili anıları çok temiz ve keskin şekilde bize hatırlatır. Temiz ve keskin derken bu anıların her ayrıntısını çok net hatırlamaktan değil, o anıya dair hislerimizi hatırlamaktan, yeniden yaşamaktan bahsediyorum. Yani bir kokulu silgiyi kokladığınızda o gün o derste ne işlediğimizi hatırlamayız ama bir anlığına o günlere geri dönmüş, o zamanlar yaşadıklarımızı yaşıyormuşuz gibi bir hisse kapılırız.
Koku hafızası sayesinde günümüze taşıdığımız anılarımız genellikle hayatımızın ilk dönemlerine, 10 yaşımıza kadar olan kısmına dair anılardır. Yetişkinliğe geçtiğimizde hayatımızın bu dönemindeki anıları hatırlamakta zorlanırız ancak kokular bu anıları geri getirmek ve bir nevi zamanda yolculuk yapmış olmak için harika araçlardır.
Peki koku ve koku hafızası hayatımızı nasıl etkiler, bunları hayatımızı kolaylaştıracak şekilde kullanabilir miyiz gelin biraz bunları konuşalım. Güzel, kötü, hoş, rahatsız edici ve bu gibi her türlü koku beynimizde ve vücut fonksiyonlarımızda bazı etkiler yaratır. Hoş kokular genel olarak beynin çalışmasını olumlu yönde etkiler ve zihinsel faaliyetin yoğun olduğu zamanlarda ortamda bulundurulabilirler. Herhangi bir dini mabedi ziyarete gittiğinizde ortamda hoş bir koku olduğunu, güzel kokulu tütsülerin yakılmış olduğunu fark etmişsinizdir. Bunun yapılmasının amacı o mekana ibadete gelen insanların konsantrasyonunun ve oraya olan aitlik duygusunun artmasına yardımcı olmak, kişinin kendini rahat hissetmesini sağlamaktır. Bunu ve verilebilecek çok sayıda başka örnekleri de göz önünde bulundurarak düşünürsek belli durumları belli kokularla birleştirmek bize hayatın bazı noktalarında kolaylık sağlayabilir. Örneğin uyumadan önce yastığımıza lavanta yağı damlatmanın uyumayı ve rahatlamayı kolaylaştırdığını, uyku kalitesini arttırdığını illaki duymuşsunuzdur. Ek olarak limon, turunçgil gibi kokuların dikkatin artmasına yardımcı olduğu ve öğrenmeyi arttırdığı söylenir. Tabii ki bu kokuları çalıştığınız ortamda bulundurmak sizi bir anda dahi yapmaz ancak beyninizin optimum çalışma seviyesine gelmesine yardımcı olur.
Güzel kokuların olduğu gibi kötü kokuların da beynimize çeşitli etkileri vardır. Kötü ve rahatsız edici kokular genel olarak beynimize olumsuz yönde etki yapar. Kötü koku kişiyi sinirlendirebilir, agresifleştirebilir, yorgun hissetmesine neden olabilir; zihnin az çalışmasına ve sabır düşüklüğüne yol açar. Uzun süre kötü kokuya maruz kalınca burun buna alışıp artık kokudan etkilenmemeye başlayabilir, ancak arka planda kötü kokunun beyne yaptığı etkiler devam eder. Burun ortam kokusuna duyarsızlaşsa bile kişinin o andaki algılama, öğrenme, duygu kontrol kapasitesi ve geleceğe dair plan yapma kapasitesi önemli ölçüde etkilenir.
Kokunun fizyolojik etkileri de hayli şaşkınlık uyandırıcıdır. Örneğin kadınların regl döngülerinin birlikte çok vakit geçirdikleri yakın arkadaşlarıyla aynı zamana denk gelmesi yaygın karşılaşılan bir durumdur. Bunun nedeni tamamen kişilerin birbirlerinin kokularına yoğun şekilde maruz kalmalarıdır. Birbirlerinin kokuları aracılığıyla kişilerin regl döngüleri senkronize olur ve aynı zamana denk gelir. Ayrıca “ilk görüşte aşk” dediğimiz durum da yine birbiriyle örtüşen koku sinyalleriyle ilgilidir.
Koku hafızası bana göre beynimizin bize yaşattığı en garip, en harika, bazen de en acımasız oyundur. Kimi zaman insana kendini çok iyi hissettirip içine bir hoşluk verirken kimi zaman berbat hissettirebilir, hatırlattığı anılar kişinin canını yakabilir. Bazen bunu hissettiren kokular çok basit ve hatta komik olabilir ki bu yine bize kokunun ne kadar güçlü ve olağanüstü bir duyu olduğunu hatırlatır. Örneğin sokakta, markette ya da herhangi bir yerde burnunuza gelen bir koku size artık birlikte olmadığınız eski kız/erkek arkadaşınızı hatırlatabilir. O koku size onu ne kadar çok sevdiğinizi, birlikte geçirdiğiniz güzel zamanları düşündürtür ve belki de canınızın yanmasına sebep olur. Komik olan şudur ki, tüm bunlara sebep olan o koku aslında rastgele bir çamaşır deterjanının kokusudur. Bir temizlik ürünü eski sevgilinizi hatırlatıp sizi üzebilir, bir silgi sizi çocukluğunuza götürüp büyümekten ne kadar nefret ettiğinizi düşündürtebilir, tavada eriyen tereyağının kokusu sizi ailenizle birlikte kahvaltı ettiğiniz eski günlere götürebilir. Tüm bu duygular, basit kokuların beynimizle yaptığı sıra dışı iş birliği ve buna bağlı olarak koku hafızasının ortaya çıkmasıyla ilgilidir. Koku hafızası, bizi hayatımızın herhangi bir anında hazırlıksız şekilde yakalayabilir ve öbür hiçbir duyumuzun hissettiremediği şeyleri bize hissettirebilir.